Yazılarım
MUHASEBEDE DİJİTALLEŞME
Bursa, 02.Nisan.2024 MUHASEBEDE DİJİTALLEŞME Geçmiş yıllarda, 1984-1989 yıllarında Değerli dostum sayın Ahmet Kurtcebe Alptemuçin Maliye Bakanlığında bulunmuştu. Bana sordukları zaman gelmiş geçmiş en iyi maliye bakanı idi diyordum. Neden mi? Çünkü onun döneminde Türkiye’de Katma Değer Vergisi Kanunu sessiz sedasız kabul edilmiş ve uygulamaya geçmişti. Önce alışveriş sonra fiş sloganını hiç unutamıyoruz. Yine Maliye Bakanlığı ilk bilgisayar uygulamalarına başlamıştı. Tabii bizlerin muhasebe meslek mensupları olarak ilk düşüncemiz, bundan sonra muhasebe çok kolaylaşacak ve bir çok meslektaşımız işsiz kalacak şeklinde idi. Ama öyle olmadı. Muhasebe mesleğinde bilgisayar kullanımı ve dijitalleşme arttıkça, meslek mensuplarının işleri daha da arttı ve bir çok meslek mensubu işlerini zamanında yetiştiremez hale geldi. Nedenini uzun uzun açıklamaya lüzum görmüyorum, en başta her dijitalleşme ile birlikte Maliyenin istekleri çok daha fazla arttı. Bir çok konularda daha fazla bilgiler istenmeye başlandı ve sonuçta hele işlerini son güne bırakmaya alışmış olan meslek mensuplarının şikayetleri daha da arttı. Bugün hakikaten meslek mensupları işlerini yetiştiremiyor. İnanın ben buna şahidim. Tabii, burada bizim Maliye teşkilatının da yasa, tebliğ ve sirkülerleri, eski alışkanlıklarından olsa gerek, daima son dakikaya bırakması da önemli bir unsur. Maliye Bakanlığı bilgisayarlaşma ve dijitalleşmenin zevkini, meslek mensuplarına yaşatmıyor vesselam. Pandemiden önceki yıllarda, İstanbul’da Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneğinin her ay yapılan toplantılarına, hiç üşenmeden muhakkak katılıyordum. Oradaki bütün meslektaşlarım, taa Bursa’dan her ay geliyor, bravo diyorlardı. Ben de çok memnun oluyordum. Hem arkadaşları görüyor, hem de yeni yeni bilgi ve çalışmalardan haberim oluyordu. Tabii, meslek konusundaki yazılarıma da devam ediyordum. Bir gün, değerli dostum, sevgili bakanımız Masum Türker, 2018 yılında yapmış olduğu 33 sayfalık bir çalışmasını bana verdi. Çalışma “Dijitalleşme sürecinde küresel muhasebe mesleğinin yeniden şekillenmesine bakış” ismini taşıyordu. Güzel bir çalışma idi. O yıllarda yine meslek mensupları, dijitalleşmenin meslektaşları işsiz bırakacağından bahsediyorlardı. Bu çalışma meslektaşların işsiz kalma korkusunu önlemek için bazı önlemler alınmasını tavsiye ediyordu. Sevgili Bakanımızın çalışmasının sonuç kısmından bir alıntı yaparak yazıma son vermek istiyorum. SONUÇ: Bir taraftan dijitalleşme ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, diğer taraftan dünya finansını ve muhasebe mesleğinin işleyişini belirleyen kuralları düzenleyen kurumların sermaye ve para piyasaları adına muhasebe mesleğinin beklentileri ve istekleri mesleğin geleceğinde ciddi düzeyde değişim ve dönüşüm gerekeceğini gösteriyor. Bu nedenle muhasebe meslek örgütlerinin; meslek mensuplarının gelecekteki formasyonlarını geliştirecek çalışmalar ve düzenlemeler yapmaları gerekliliğini doğurmuştur. Yapılacak çalışmaların ve düzenlemelerin; küresel büyük eğilimleri ve yeni teknolojileri benimseyen ve kripto paralar gibi yeniliklere yatkın, küreselleşmeyi, sürdürülebilirliği ve etik liderliği kullanabilen yeni yetenekleri mesleğe çekecek kapsamda olması gerekmektedir. Sayın bakanım, Meslek örgütlerinin de bu amaçla çalışmalar yapması gerektiğinden bahsetmektedir. Ve Gündeme getirilecek konulardan biri yenilikçi kültürü ve birinci sınıf iş ortamından bilgi edinebilme konumuna göre meslek mensubunun kariyerini geliştirmesine katkıda bulunacak düzenlemelerdir. …….. Bu nedenle mesleğimizin geleceğini şekillendirmenin bir parçası olarak, finans kurumları, politika belirleyicileri, düzenleyici kurumlar ve iş dünyası; muhasebe mesleğinin ve mensuplarının yeniden ve nasıl yapılandıkları konusunda bilgilendirilmelidir. Tavsiyesi ile çalışma sona ermektedir. Evet, her dijitalleşme daha fazla ve büyük ölçüde bilgiye ulaşımı sağlıyor ve maliyenin isteklerini artırıyor, meslek mensuplarının ise şikayetlerini artırıyor. Şunun bir orta yolunu bulabilsek diyorum.
Devamını OkuENFLASYON DÜZELTMESİNDE ESAS ALINACAK FİNANSAL TABLOLAR
Bursa, 01.Nisan.2024 ENFLASYON DÜZELTMESİNDE ESAS ALINACAK FİNANSAL TABLOLAR Birkaç gündür yeni bir tebliğ taslağı paylaşıldı. Bu tebliğ taslağının amacı, 2023 yılına ait finansal tablolarda enflasyon düzeltmesi çalışmaları için genel kurul ve yönetim organınca hangi tabloların esas alınacağının belirlenmesidir. Tebliğ Türk Ticaret Kanunun 210 uncu maddesi birinci fıkrasındaki yetkiye dayanılarak bakanlık tarafından hazırlanmıştır. Tebliğ bakanlıkça yapılacak düzenlemelere ait esaslara uyan şirketler ve genel kurul, kar payı, yedek akçe, yönetim organı ile finansal tablolar nelerdir? Bu terimleri açıklamaktadır. 1.Tebliğde bahsedilen Genel kurul: Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde genel kurulu, şahıs şirketlerindeki ortaklar kurulunu ve gereğinde ortakların tümünü 2. Kâr payı: Net dönem kârı veya serbest yedek akçeler üzerinden ortaklara ve kâra katılan diğer kimselere genel kurulca dağıtılmasına karar verilen tutarı, 3. Serbest yedek akçe: Kanuni yedek akçelerin sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşan kısmı ile kanun ve sözleşme gereği ayrılanlar dışında genel kurulca ayrılmasına karar verilen yedek akçeleri, 4 Yönetim organı: Anonim şirketler ve kooperatiflerde yönetim kurulunu, limited şirketlerde müdürü veya müdürleri, şahıs şirketleriyle sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde yöneticiyi, ifade eder. 5.Esas alınacak finansal tablolar Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından belirlenen standartlara göre, Türk Ticaret Kanununun 88 inci maddesine göre hazırlanan enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolardır. B. Vergi Usul Kanununa göre yapılan düzenlemelere uyan şirketler: Diğer şirketlerde, Vergi Usul Kanunu geçici 33 maddesi ve 555 sayılı genel tebliğ gereğince enflasyon düzeltmesi uygulanan ve uygulanmayan tablolar birlikte ele alınacaktır. Yazımızın devamında belirtildiği üzere enflasyon düzeltmesi uygulanmamış finansal tablolar ile enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tabloların hangi durumlarında esas alınacağı bu tebliğ ile açıklanmaktadır. . Bu kapsamda; a) Kanun veya şirket sözleşmesine göre net dönem kârının esas alındığı; kâr ve kazanç payı dağıtımlarında, yedek akçe ayrılmasında, intifa senedi sahiplerine ödeme yapılması ile dönem içerisinde dağıtılmış olan kâr payı avansına ilişkin hesaplamalarda enflasyon düzeltmesi uygulanmamış finansal tablolar, b) Serbest yedek akçelerden ve dağıtılabilir diğer kaynaklardan zarar mahsubu sonrasında kalan değerlerden kâr payı dağıtımı yapılması, sermaye artırımı ve azaltımı, birleşme, bölünme, tür değişikliği, sermaye kaybı ve borca batık olma durumlarının tespitinde enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolar, esas alınır. TTK 210 uncu maddenin Birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki şirketlerde, dağıtılması öngörülen kâr payı tutarı, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolarda bulunan kâr dağıtımına konu kaynakların toplamını aşamaz. Diğer hükümler: (1) Şirketin sermayesine ilişkin yapılacak değerlendirmelerde, ticaret siciline tescil edilmiş olan sermaye tutarı esas alınır. (2) Enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan sermaye düzeltmesi olumlu farkları, diğer öz sermaye kalemlerine ilişkin olumlu farklar ile bunların dışında kalan iç kaynakların, zararlar ve olumsuz farkları aşan kısmı Kanunun 462 nci maddesi kapsamında yani iç kaynaklardan sermaye artırımı esaslarına göre sermayeye ilave edilebilir. (3) Enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan sermaye düzeltmesi olumsuz farkları ile enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan diğer olumsuz farklar ise genel kurulda alınacak karara istinaden, sermaye azaltımı yoluyla, olumlu farklar veya diğer iç kaynaklarla mahsup edilebilir. 4. Bu Tebliğ hükümleri uyarınca alınacak kararlarda, şirketin ve kârdan pay alacakların vergisel yükümlülüklerine ilişkin ilgili mevzuat hükümleri saklıdır. Tebliğ, yayımı tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu tebliğ bir çok duraksamaları önleyecek bir tebliğdir.
Devamını OkuEkohaberle 29.yıl Türk Deniz Ticareti
Bursa, 28.Mart.2024 EKOHABERLE 29. YIL – TÜRK DENİZ TİCARETİ Bu yazımızı yazarken Ekohaber’in 29 uncu yılını kutladığını da bildirmek istiyorum. Kuruluştan bu yana büyük mutluluk duyarak, çeşitli konularda makaleler yazdım. Ekohaber’de yazdıklarıma hiçbir şekilde karışmayan bir yönetimle ve sevgili Tahsin ARDIÇ ile çalışma mutluluğunu yaşayan yazar çizerlerden biriyim. Bu 29 yıl içinde Anadolu’da ilk ekonomi gazetesi olan EKOHABER ve yazar ve çizerleri ile yönetimi en iyi hizmeti verdiği için bu yaşlara ulaşmıştır. Nice yıllara EKOHABER diyorum. Bu haftaki yazıma gelince, 3 haftadır gördüğünüz gibi değişik konularda yazıyorum. Bu sayımızda da Türk deniz ticaretini araştırıp bir şeyler yazdım. . 1990 yılında Yeminli Mali Müşavirliğe başladığımda yaptığım işlerden biri de liman KDV iadesi raporları yazmaktı. O çalışmalarım esnasında deniz ticaretini biraz olsun öğrenmiş olduğumu zannediyorum. Deniz Ticaret Odası olduğunu, Ticaret Kanununun yarısının Deniz Ticareti ile ilgili olduğunu da söylemek isterim. Türkiye, son yıllarda yaptığı atılımlarla deniz ticaretinde, gemi inşa sanayiinde, savaş gemileri dizayn ve inşasında dünyada önemli bir yere sahip olmuştur. Ancak, burada bir ilave bilgi daha vermek zorundayım. Türkiye deniz ticaret filosundaki gemilerin bir kısmı yabancı bayrak altında çalışmaktadır. Bu durumu da belirtmek şartıyla, aşağıda bir takım bilgiler paylaştım. Türk Deniz Ticaret Filosunun Dünya Filosundaki Yeri Deniz Ticaret Odasının yayınlarından faydalanarak hazırladığım tabloda 1000 GT ve üzerindeki Türk Bayraklı gemiler ile Türk armatörlerinin yabancı bayraktaki gemilerinin 1999 – 2022 ve 2023 yılları rakamları paylaşılmaktadır. 1999 yılında Türk armatörlerinin kontrolündeki filo 9,6 milyon DWT olup, bunun %90,5’i Türk Bayraklı, %9,5’i ise yabancı bayraktaki gemilerden oluşmakta iken, 2023 yılı başında, Türk armatörlerinin 1000 GT ve üzerindeki gemileri dikkate alındığında 38,1 milyon DWT’nin %14,3’ü Türk Bayrağında, %85,7’si ise yabancı bayrakta yer almıştır. 1 Ocak 2023 itibariyle 1000 GT ve üzerindeki gemilerde Türk armatörlerinin yabancı bayraklı gemileri ile Türk bayraklı gemilerinin 2022 yılı başı ile 2023 yılı başına göre %24,2’lik bir artış gerçekleşmiştir. Türk Bayraklı Yabancı Bayraklı Toplam Toplam Yıllar Adet 1000 DWT Adet 1000 DWT Adet 1000 DWT 1999 448 8697 69 915 517 9612 2022 353 5157 1164 25323 1517 30680 2023 345 5447 1352 32649 1697 38096 1 Ocak 2023 itibariyle Shipping Statistics and Market Review kaynağına göre 1000 GT ve üzerindeki gemilerde Türk Bayraklı gemiler 5,4 milyon DWT, Türk armatörlerinin yabancı bayraklı gemi tonajı ise 32,7 milyon DWT’dir. Dünya Deniz Ticaret Filosunun milli bayraklara göre 300 GT ve üzeri filo ve ülkeleri incelediğimizde, dünya filosunun DWT olarak %17,1’ini bünyesinde bulunduran Liberya 1. sırada, %16,5’ini bünyesinde bulunduran Panama 2. sırada, %13,5’ini bünyesinde bulunduran Marshall Adaları ise 3. sırada yer almaktadır. Bayraklara göre dünya filosu (300 GT ve üzeri) 160 ülke bazında 60.004 adet gemi ile 2.166.510.000 DWT ve 1.452.834.000 GT’dir. Dünya Deniz Ticaret Filosu sıralamasında, %7,4 oranda artış ile Türkiye 32’inci sırada yükselmiştir. Keşke tüm Türk gemilerimiz ülkemiz siciline kayıtlı olsa idi ne iyi olurdu. Türk Deniz filosu benim araştırmalarıma göre yılda 1,5 milyar dolar civarında bir gelir elde etmektedir. Eğer bütün deniz ticaret filosu Türk bayraklı olsa idi, denizcilikten gelen döviz 10 milyar doları aşardı diye düşünüyorum. İnşallah o günleri de görürüz. Bu olay, Cennet adaları veya İsviçre’deki Türk vatandaşı hesaplar gibi geliyor bana. Yabancı bayraklı gemilerin ne miktarda bir gelir elde ettiği bilgisine ulaşamadım. Okurlarımdan affımı dilerim. Yabancı bayraklı gemilerin elde ettiği gelir ülkemize gelmiyorsa bu üzücü bir durumdur. İnşallah o gelirler de ülkemize gelir ve herhalde ne dış ticaret açığı, ne döviz açığı ve ne de bütçe açığı kalmazdı. Sınırlı bilgimle edindiğim verileri paylaşma gereğini hissettiğim için bu yazıyı yazdım. Hatalı ve eksik bilgiler varsa denizcilik konusundaki araştırmacı ve yazarların daha detaylı bilgiler vermesi umuduyla.
Devamını OkuÖzel okullar ve üniversiteler
Bursa, 18.Mart.2024 ÖZEL OKULLAR VE ÜNİVERSİTELER Bugünkü yazımda, değişik bir konuya değineceğim. Türkiye’de eğitim sistemi ve özel okullar. Sevgili okurlarım, sen nasıl olur da uzmanı olmadığın bu konuda yazarsın demeyin sakın. Bu yazıyı yazmaya niye karar verdim önce onu açıklayayım. Özellikle komşumuzu yakından takip etme açısından Yunanistan’ın Ekathimerini gazetesine aboneyim. Hemen hemen her gün o gazeteyi ve makalelerini de okuyorum. Birkaç gün önce şu haberi okudum. Yunanistan'dan "özel üniversitelere" vize Yunanistan parlamentosu, öğrencilerin yoğun protestosuna rağmen ülkede özel üniversite açılmasını öngören yasa tasarısını kabul etti. Genel kurul oturumundaki oylamada yasa tasarısı için 159 “evet”, 129 “hayır oyu çıktı. Oylama öncesi başkent Atina, tasarıya karşı çıkan öğrencilerin protestolarına sahne oldu. Cuma akşamı başlayan ve oylama öncesinde de devam eden gösterilerde yaklaşık 18 bin kişi tasarıyı protesto etti. Başbakan Kiryakos Miçotakis, yasanın on binlerce Yunan öğrencinin yurt dışındaki üniversitelere göçünü tersine çevirmeye yardımcı olacağını, bunun da on yıldır süren mali krizden kurtulmaya çalışan bir ekonomiye destek olacağını savunuyor. Yunanistan'da bazı özel yüksek öğretim kurumları halihazırda yasal olsa da yeni yasa, denetlenmiş özel kurumlardan alınan diplomaları devlet üniversitelerine denk hale getirecek. Bu haberi okuyunca önce bizdeki özel okul ve üniversitelerin olduğunu ve onlardan daha iyi olduğumuzu düşündüm amaa…. Dur dedim bir araştıralım.. Türkiye'de özel okul sayısının en çok olduğu eğitim kademesi okul öncesi eğitimdir. 2022/'23 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle faaliyet gösteren 14 bin 281 özel okulun 6 bin 528'i (yüzde 46'sı) özel okul öncesi eğitim kurumudur. 2023 sonunda 571.938 öğrenci özel lisede, 376.428 öğrenci ortaokul, 348.720 öğrenci ilkokula devam etmektedir. Toplamda 208 üniversite vardır. 129 devlet üniversitesi (11 teknik üniversite, 2 güzel sanatlar üniversitesi ve 1 yüksek teknoloji enstitüsünün yanı sıra Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi, Polis Akademisi ve Milli Savunma Üniversitesi), 75 vakıf üniversitesi ve 4 vakıf meslek yüksekokulu bulunmaktadır. Bir de Türkiye’de özel okul ücretleri çok ama çok pahalıdır. Daha doğrusu Türkiye’nin milli gelirine göre çok fazladır. Aileler de bir birini taklit ediyor ve ne pahasına olursa olsun evlatlarını özel okulda okutmaya çalışıyor. Peki bu özel okullar ne kadar iyi bir eğitim veriyor acaba dediğimiz zaman, çocuklarını özel okulda okutanlarla konuştuğunuzda büyük bir kısmının iyi eğitim vermediğini öğreniyorsunuz. Dünyada durum nasıl dediğinizde gelişmekte olan ülkelerde özel okulların sayısında hızlı bir yükseliş yaşandığını öğreniyorsunuz. Son on beş yılda orta gelirli ülkelerde özel okullara kayıt olma oranında kayda değer bir artış gözlemleniyor. Bazı ülkelerde özel okul oranı tüm okul sayısının yüzde 25’ine denk geliyor. Türkiye’de ise bu rakam yüzde 15 düzeyinde. Şu sonuca ulaşıyorsunuz, ülke ne kadar gelişmişse özel sektörün eğitimdeki rolü o kadar düşük oluyor. Mesela kıta Avrupa’sında devlet eğitiminin kalitesinin yüksek olmasından dolayı, özel sektör eğitimde küçük bir role sahip. Hollanda’da öğrencilerin dörtte üçü kamu tarafından finanse edilen özel okullarda eğitim görüyor. İsveç’te ise özel okullara kayıtlı öğrenci oranı yüzde 10… Bu bilgilere ulaşınca üzüldüm. Cumhuriyetin yüzüncü yılındayız ve eğitimi yaz boz tahtasına çevirerek alt üst ettik. Ülkede neye mal olursa olsun, doğru dürüst bir eğitim sistemine gerek duyuyoruz, İnşallah eğitim sistemi düzelir de ne özel sektöre ihtiyaç duyarız, ne de büyük bir sayıda öğrencinin yurtdışını tercih etmesine. Uzmanı olmadığım konuda yazabileceklerim bu kadar.
Devamını OkuTÜRKİYEDE MİLLİ GELİR VE DAĞILIMI
Türkiye’de Milli Gelir ve Dağılımı Geçen haftalarda Türkiye’nin 2023 yılındaki gayri safi yurtiçi hasılası 1.154,6 milyar dolar olarak açıklandı. Bu GSYH ile ülkemiz dünyanın en büyük 20 ekonomisi içinde 17. Sırada yer almaktadır. Fert başına milli gelir ise 13.110 $ dolara ulaşmıştır. Bir başka iyi haber de rating firması Fitch’in Türkiye’nin kredi notunu artırmasıdır. Ülkede kayıt dışı problemi ise devam etmektedir. Aşağıda verdiğimiz tablodaki rakamlarla Türkiye’nin orta gelir tuzağından hemen hemen çıkmak üzere olduğu görülmektedir. Birkaç senedir devam eden Türk lirasındaki değer kaybına rağmen milli gelirin ve özellikle fert başına milli gelirin artması çok ama çok güzel bir haberdir, tabii adaletli bir dağılım olsa idi. Ama bakalım kazın ayağı öyle mi? Hemen Tüik verilerini incelemeye başladım. Nelerle karşılaştım nelerle? Gelir dağılımı konusunda Tüik kayıtları aşağıdaki gibidir. Bu tabloya göre, gelir dağılımı fakirlerin aleyhine olarak bozulmaktadır. Gini katsayısı ise 0,433 olarak tahmin edilmektedir. Gini katsayısı nedir? Onu da açıklayalım. Gini katsayısı ve Lorenz eğrisi toplumdaki gelir dağılımı adaletini gösteren bir çalışmadır. Lorenz Eğrisi, toplumdaki gelir dağılımı adaletini gösterir. Toplumun yüzde kaçı, milli gelirden hangi oranda pay alıyor sorusunun cevabını verir. Gini katsayısı ise bunun formülüze edilmiş halidir. Aşağıda yatay eksende hane halkı yüzdesi, dikey eksende toplam gelirden alınan pay oranı olmak üzere; Köşegen doğru, mutlak eşitlik doğrusudur. Tüm halkın gelirden eşit oranda pay aldığını gösterir. Kırmızı renkli Lorenz Eğrisi ise gelir dağılımı adaletsizliğini gösterir. Lorenz eğrisi sağ alt köşeye yaklaştıkça gelir dağılımı bozulmaktadır. Gini Katsayısı: Gelir eşitsizliğinin sayıyla tanımlanmasını sağlayarak karşılaştırma yapma imkanı sunar. 0-1 arası değer alır. 1'e yaklaşması eşitsizliğin arttığını, 0'a yaklaşması azaldığını gösterir. 1912 yılında İtalyan İstatistikçi Corrado Gini tarafından bulunmuş ve geliştirilmiştir. Gelir dağılımındaki eşitsizliği incelemek, ölçmek ve nüfusun refahının dağılımı için kullanılır. G = A / A+B Lorenz eğrisi örnekleri aşağıdadır. Yazımızın bu kısmındaki çalışma ve grafikler Sayın Prof. Dr. Hasan Hüseyin Aksoy’un Türkiye’nin Ekonomik Yapısı dersindeki sunumlarından alınmıştır. Ortalama Milli gelire gelelim. Fert başına milli gelir 13.110 $ görünmektedir. Yani, gelir dağılımı tam eşit olsa idi ülkedeki her bir fert yılda (1$=32 TL. hesabı ile) 419.520 lira ayda ise 34.960 lira kazanıyor olacaktı. Şimdi, yukarıdaki açıklama ve tablolara uygun olarak milli gelir dağılımı nasıldır dersek 2023 yılı sonuçlarını tablodan alarak bir hesaplama yapalım. Tablodaki bir gerçek de milli gelir dağılımının fakirler aleyhine, zenginler lehine bozulduğudur. Hesaplarımızda ülke nüfusunu 85 milyon olarak alıyoruz. Yukarıdaki tablonun 2023 yılındaki dağılımını alıp çalıştığımızda aşağıdaki tabloya ulaşıyoruz. Toplam Dağılım % Her guruptaki nüfus Gurup Geliri toplamı $ Fert başına gelir $ İlk %20 en düşük 5,9 17.000.000 68.121.400 4.007 İkinci %20 9,8 17.000.000 113.150.800 6.656 Üçüncü %20 14 17.000.000 161.644.000 9.508 Dördüncü %20 20,5 17.000.000 236.693.000 13.923 Beşinci %20 49,8 17.000.000 574.990.800 33.823 Böylece son çalışmamıza göre; Türkiye halkının %60 ı yani 51.milyon kişisi ortalama 13.110 dolarlık milli gelirden az gelir alabilmektedir. Dördüncü %20 gurubu yani 17 milyon kişi ortalama olarak milli gelirden fert başına 13.923 $ pay alabilmektedir. Beşinci guruptaki %20 yani 17 milyon kişi ise milli gelirden kişi başına 33.823 $(dolar) pay almaktadır. Yani bu gurubun milli gelirin aşağı yukarı %50 sini aldığı, en alt gurup olan 4.007 dolarlık bölümün ise 8,44 katı kadar yani 33.823 $. fert başına milli gelir aldığı görülmektedir. Kişi başına 4000 dolar civarında milli gelire sahip ülkeler arasında Namibya, Surinam, Belize, Moğolistan gibi ülkeleri sayabiliriz. Tabii bu çok hoş bir manzara değil. Kişi başına 33.823 dolarlık ülkeler ise dünyanın en zengin ülkeleri arasındadır. Yazımı inceleyip konuyu merak edenler Tüik sitesindeki tablo ve yorumları inceledikleri takdirde yazımıza almadığımız çok güzel yorumlar ve doğrularla karşılaşacaklardır. Buraya kadar yapılan incelemelerde gördüğümüz üzere ülkemizin bir milli gelir dağılımı problemi de vardır. Bu problemin de ne pahasına olursa olsun düzelmesi şarttır. İnşallah, etkili ve yetkililer bunun farkına varırlar da bir çalışma yaparlar, milli gelir dağılımı, daha adaletli bir hale getirilebilir, hatta getirilmelidir.
Devamını OkuMevzuattaki Değişiklikler
Basından Yazılar
Haberler
İHRACAT DÖVİZLERİ 180 GÜN İÇİNDE GELECEK
yeni bir tpkk ile ihracat dövizlerini 180 gün içinde getirmek zorunlu olmuştur
ADRES DEĞİŞİKLİĞİ
29 EKİM MAH. MUAMMER AKSOY CAD. KİRMİKİL İŞMERKEZİ N0 26/18-22 NİLÜFER BURSA ADRESİNDE AKÇAKOCA YMM-BALANS YMM VE BK BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş OLARAK HİZMET VERMEKTEYİZ
BAĞIMSIZ DENETÇİ YETKİSİ ALINDI
ANONİM ŞİRKETLER İÇİN BAĞIMSIZ DENETÇİ YETKİSİ ALDIK
YENİ KİTABIM
A.Ş.'LERDE GENEL KURULLAR VE ANA SÖZLEŞME DEĞİŞİKLİKLERİ KİTABI ÇIKMIŞTIR, BTSO'DAN TEMİN EDİLEBİLİR.
WEB SAYFAMIZ AÇILDI
akcakocaymm.com.tr AÇILDI!!!
Kitabım Çıktı
Muhasebe Maliye Ekonomi Üçgeni İsimli Kitabım Çıktı. Kitapçılardan Bulabilirsiniz.